Ders 4. Stratejik Çalışmalarda Duraklama Dönemi

  • Anasayfa
  • Konular
  • Ders 4. Stratejik Çalışmalarda Duraklama Dönemi


Ders 4. Stratejik Çalışmalarda Duraklama Dönemi

Soğuk Savaş’ta yumuşama (detant) dönemine denk gelen 1965-1980 arası dönem ‘stratejik çalışmalarda duraklama dönemi’ olarak adlandırılmaktadır. Yumuşama döneminde iki süper güç arasındaki nükleer savaş tehlikesi, nükleer silahların sınırlandırılmasına yönelik anlaşmalarla en aza indirilirken, stratejik çalışmalar da bir anlamda en önemli gündem maddesini yitirerek durağanlaşmıştır. Bu dönemde Baldwin’in (1995: 124) dikkat çektiği gibi, ABD’nin yumuşamanın etkisiyle dikkatini Sovyetler Birliği’nden çekmesi ve sürmekte olan Vietnam Savaşı’na odaklanması da Stratejik Çalışmaları etkilemiştir. Dönemin stratejistlerinin yoğun olarak ABD-Sovyetler Birliği rekabeti, nükleer strateji, NATO ve caydırıcılıkla meşgul olmaları ve Güneydoğu Asya’daki karşı devrimci gerilla savaşına hemen hiç ilgi duymamaları yumuşamayla birlikte değişmiş ve pratikte yaşanan gelişmelerin etkisiyle stratejik çalışmalar alanında isyana karşı koyma stratejileri çalışılmaya başlanmıştır. Fakat bunlar daha çok örnek olay çalışmaları olmuş, bu alanda teorik bir gelişme söz konusu olmamıştır.

Bu dönemde akademik alana hâkim olan esasında stratejik silahların kontrolü konusudur. ABD-Sovyetler Birliği müzakerelerinin temel çalışma alanı haline geldiği 1970’ler boyunca Stanford, Harvard ve MIT gibi üniversitelerde silahların kontrolü konusuna odaklı araştırma merkezleri kurulmuştur. Bununla birlikte düşünce kuruluşlarının etkinliği de sönmeye başlamış, bir önceki dönemde stratejik çalışmaları düşünce kuruluşları bünyesinde geliştiren akademisyenler üniversitelere dönmüştür. Böylece strateji çalışmaları üniversitelerin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümleri müfredatına ayrı bir ders olarak eklenmiştir.

Yine bu dönemde stratejik çalışmalar alanında akademik yayınlar için bir zemin olan International Security (1976) ve Journal of Strategic Studies (1978) dergileri yayın hayatına başlamıştır. Stratejik çalışmaların bu şekilde düşünce kuruluşlarından üniversitelere kayması sonucu örneğin RAND hem teorinin üretildiği hem de politika önerilerinin geliştirildiği en dinamik ve etkili kurumken bu dönemde bürokratik bir araştırma merkezi haline gelmiştir (Betts, 1997: 16).

1970’li yıllarda güvenliğin askeri olmayan boyutlarına dair bir ilgi artışı da söz konusudur. Ekonomik karşılıklı bağımlılık, az gelişmişlik ve yoksulluk gibi konular güvenlik tehditleri olarak ele alınmaya başlanmıştır. Pratikte yaşanan 1973 Petrol Krizi askeri tehditler yanında ekonomik krizlerin de bir tehdit olabileceğini hatırlatan en önemli olay olmuştur. Bu etkiyle stratejik çalışmaların doğuşu ve altın çağında etkili olan isimler dahi askeri güce odaklanmanın stratejik çalışmalar alanını kısıtladığını dile getirmeye başlamışlardır.

1970’li yılların ortasından itibaren stratejik çalışmalar alanında yükselen yeni bir diğer konu da istihbarat olmuştur. 1970’lerden itibaren gizli belgelerin ve Kongre soruşturmalarıyla istihbarata dair bilgilerin ortaya çıkması çalışmaları destekleyici olmuştur. Verilerin ulaşılır hale gelmesi bu dönemde stratejik çalışmalar alanını destekleyen önemli bir unsur olmuştur. Bu dönemde ABD Savunma Bakanlığı Yıllık Raporu, çeşitli Kongre oturumları ile komite raporları ve ABD Kongresinin Bütçe Ofisi ile Teknoloji Değerlendirme Ofisi gibi kuruluşlardan savunma politikasına ilişkin veriler elde edilmesi alan ı genişletirken, bu resmi kaynaklara Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS), Brookings Enstitüsü, Savunma ve Silahsızlanma Araştırmaları Enstitüsü (IDDS) ve Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) gibi özel kuruluşlardan yapılan yayınlarla da destek olunmaya başlanmıştır (Walt, 1991: 220).

Nükleer stratejinin etkisini yitirdiği oranda konvansiyonel stratejilere ilgi, bir sonraki dönemde yükselecek olmakla birlikte ilk olarak bu dönemde başlamıştır. Sovyetler Birliği’nden gelecek herhangi bir konvansiyonel saldırıya önce konvansiyonel yöntemlerle karşılık verilmesini öngören NATO’nun ‘esnek karşılık stratejisinin’ kabul edilmesine paralel olarak, özellikle Avrupa’nın güvenliği bağlamında konvansiyonel kuvvetlerin güçlendirilmesi gündeme gelmiştir. Bu kapsamda stratejik çalışmalar alanında nükleer öncesi stratejiler ve stratejistler yeniden gözden geçirilmiş ve karşılaştırmalı çalışmalar ortaya koyulmaya başlanmıştır.

NATO’nun Esnek Karşılık Stratejisi, Mehmet Ali Tuğtan

Stratejik çalışmalar alanına dahil olan söz konusu yeni konular duraklama döneminde başlamış olmakla birlikte çalışmaların gelişme, yaygınlaşma ve hız kazanması ancak bir sonraki yeniden canlanma döneminde mümkün olacaktır. Alan bu dönemde o kadar durağandır ki, kendisine yöneltilen eleştirilere yeterli yanıtları verecek çalışmaları dahi üretememiştir. Bu kapsamda alana yöneltilen en ciddi ve ağır eleştiriler, bu dönemde yükselişe geçmiş olan  Barış Çalışmaları alanından gelmiştir.

1950’lerden beri stratejik çalışmalar alanına alternatif olarak gelişen Barış Çalışmaları alanı, altın çağı sona erene kadar stratejik çalışmaların gerisinde kalmıştır. Barış çalışmalarının özü, stratejik çalışmaların aksine kaçınılmaz kabul edilen savaş olasılığını en aza indirmek değil, doğrudan barışı yaratmaktır. Bu bağlamda stratejik çalışmaların geleneksel, devlet-merkezli ve realist bakış açısını tersine çevirmiştir. Barış kavramının yeniden tanımlandığı ve barışın küresel toplum için tasarlandığı barış çalışmaları alanında geleneksel askeri tehditler yerine yapısal şiddet üzerine odaklanılmış, bu anlamda eşitlik, adalet, insan hakları yoluyla dünya sisteminin yeniden inşası ile ilgilenilmiştir. Yumuşama döneminin koşullarıyla uyumlu, Avrupa’da güvenlik ve barışın işbirliği yoluyla kurulması amacıyla Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı’nın gerçekleştirildiği, insan hakları ve temel özgürlüklerin uluslararası toplumun gündemine oturduğu bu dönemde Barış Çalışmaları alanının yükselişe geçmiş olması şaşırtıcı değildir. Aynı şekilde uluslararası sistemde yumuşama koşulları değişip Soğuk Savaş yeniden canlandığında ise stratejik çalışmalar yeniden canlanma sürecine girecektir.


Tartışma Soruları:

1. Stratejik çalışmalar alanıyla uluslararası sistemin değişen koşulları arasında doğrudan bir ilişki olduğunu nasıl tespit edebiliriz?

2. Stratejik çalışmalar alanına 1970’li yıllardan itibaren dahil olan yeni araştırma konuları nelerdir?

3. Barış Çalışmalar alanından stratejik çalışmalara yöneltilen temel eleştiri nedir, tartışınız.


Kaynaklar ve Ek Okumlar:

David Baldwin. “Security Studies and the End of the Cold War”, World Politics, 48 (1), 1995, 117-141.

John Garnett. “Strategic Studies and Its Assumptions”. Contemporary Strategy: Theories and Policies, John Baylis (der.), Londra, Croom Helm, 1987 içinde.

Mustafa Aydın. Barış Çalışmaları ve Çatışmaların Çözümü. Ankara, ASAM, 2001.

Richard K. Betts. “Should Strategic Studies Survive?”, World Politics, 50 (1), 1997, 7-33.

Stephan Walt. “The Renaissance of Security Studies”, International Studies Quarterly, 35 (2), 1991, 211-239.