Ders 1 – Enerji Güvenliği Kavramı ve Tanımları

  • Anasayfa
  • Konular
  • Ders 1 – Enerji Güvenliği Kavramı ve Tanımları

Enerji güvenliği konusunda çalışanların üzerinde mutabık kaldığı ilk nokta, enerji güvenliği kavramının tanımlanmasının zor ve muğlak olduğudur. Enerji güvenliğinin geleneksel tanımı, tüketici ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak için enerji kaynaklarına erişim bağlamında arz güvenliğinin sağlanmasıyla sınırlıdır. Bu yaklaşım, enerji güvenliğinin geleneksel unsurlarını enerji arzı (üreticiler), talep merkezleri (tüketiciler) ve jeopolitik ve piyasa yapıları olarak tanımlamaktadır (Hatipoğlu, 2019). Bu çerçevede Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) enerji güvenliğini “kesintisiz ve uygun fiyatlı enerji kaynaklarının mevcudiyeti” olarak tanımlamaktadır (IEA, 2022).

Fakat, politika yapıcılar ve akademisyenler açısından enerji güvenliği çok boyutlu bir olgu olarak ortaya çıkmakta ve farklı ülkeler için farklı anlamlar taşıyabilmektedir (Cherp ve Jewell, 2011). Her ülkenin kendisi için yaptığı enerji güvenliği tanımında kısa ve uzun vadede farklı konular ön plana çıkabilmektedir. Kısa vade, ülkelerin kısa vadeli ihtiyaçlarını karşılamaları, yani arz güvenliğini sağlamaları ile ilgilidir ve jeopolitik ve piyasa gelişmelerinden etkilenebilir (Sovacool ve Mukherjee 2011; Çelikpala, 2014). Uzun vadeli boyut ise ülkelerin yeterli enerji tedarik edebilmek için enerji altyapısına yatırım yapmalarını içerir (Lacher ve Kumetat, 2011; Gasser, 2020).

Enerji güvenliği kısaca ve dar anlamda “makul bir fiyata güvenilir ve yeterli enerji arzı” veya “ekonomik büyüme ve performansın devamlılığını sağlamak için makul ve istikrarlı fiyatlarla yeterli enerji arzının sağlanması” olarak tanımlanabilir. Bu dar tanımda fiyat ve arz çeşitliliği hassas unsurlardır. Bu bağlamda enerji güvenliğini dört ana faktör üzerinden tanımlamak mümkündür: Bulunabilirlik, erişilebilirlik, satın alınabilirlik ve sürdürülebilirlik (Çelikpala, 2014). Bulunabilirlik, enerji kaynaklarının yeterli miktarda mevcut olmasına atıf yapmaktadır. Satın alınabilirlik, bu kaynakların yeterince düşük fiyatlarla temin edilebilmesini ifade etmektedir. Erişilebilirlik, tüm vatandaşların enerjiye erişimini sağlamayı belirtir. Bu bir dereceye kadar son kullanıcıya sağlam bir tedarik sağlamak için güvenilir altyapının mevcut olmasını sağlamakla da ilgili olmakla beraber, genellikle uygulamada enerji fiyatlarının düşük tutulmasını ve yakıt yoksulluğunun en aza indirilmesini sağlamak olarak yorumlanmaktadır. Son olarak sürdürülebilirlik, ihtiyaç duyulan ve talep edilen enerjiye herhangi bir aksama olmadan ulaşılabilir olması anlamına gelmektedir. Erişilebilirlik ise, ihtiyaç duyulan kaynaklara rahatlıkla ulaşıp ulaşamamasıyla ilgilidir.

Enerji güvenliğinin bunlardan farklı boyutları olduğunu tartışan çalışmalar da vardır. Örneğin, Von Hippel vd. (2011) tarafıdan ortaya koyulan “yeni kapsamlı enerji güvenliği paradigması” altı boyut (enerji arzı, ekonomi, teknoloji, çevre, sosyo-kültürel ve askeri güvenlik) içermekte, Vivoda (2010) ise beş boyut (talep yönetimi, verimlilik, insan güvenliği, uluslararası ve politika) daha eklemektedir. Sovacool (2011) ise enerji güvenliğinin kullanılabilirlik ve karşılanabilirlik dahil olmak üzere 20 boyutunu önermiştir.

Okuma Parçası: İnan Rüma, “Enerji Güvenliği”, Secopedia, http://www.secopedia.org/enerji-guvenligi/

Zamanla uluslararası toplumda enerji sektöründe yeni sorunların ortaya çıkması enerji güvenliği kavramını geliştirmiştir. Ardından enerji güvenliğinin yeni tanımı, üreticiden kaynaklanan herhangi bir nedenle enerji akışında meydana gelen aksaklıkla nasıl mücadele edileceğinden, altyapı da dahil olmak üzere enerji tedarik zincirinin nasıl korunacağına kadar geniş bir çerçevede ele alınmaya başlanmıştır (Çelikpala, 2014). Bu durum, enerji güvenliğine yönelik tehditlerin çeşitlenmesiyle doğru orantılıdır ve günümüzün ekonomik, ticari, siyasi ve güvenlik koşullarını yansıtmaktadır. Örneğin, Rusya doğal gazını AB ülkelerine taşıyan boru hatlarının birçoğu batıya doğru giderken Belarus ve Ukrayna’dan geçtiği için, AB enerji güvenliğini bu şekilde algılamaya başlamıştır. Bu nedenle AB, Rus doğal gazına aşırı bağımlılığın Avrupa’yı Rusya’nın komşularıyla anlaşmazlıklarından kaynaklanan enerji kesintilerine maruz bırakabileceğinden endişe etmeye başlamış, esas olarak Rus olmayan kaynaklardan artan gaz ithalatını teşvik ederek bu bağımlılığı azaltmayı amaçlayan bir enerji güvenliği planı benimsemiştir (Gasser, 2020; Winzer, 2012).

Öte yandan, Uluslararası İlişkiler yazınında enerji güvenliğine farklı teorik çerçevelerden (neorealizm, neoliberalizm, inşacılık ve uluslararası politik ekonomi) bakmak mümkündür. Bu teorik yaklaşımların her biri, hayati enerji güvenliği unsurları, aktörleri ve öncelikleri konunda farklı bakış açıları sunmaktadır. Öte yandan, bizatihi enerji güvenliği üzerine çalışan araştırmacıların çoğunluğu bu konuyu neorealist tartışmaların içine yerleştirmektedir. Bunlar büyük oranda ulusal çıkarlar ve güvenlik, askeri çatışma ve bölgesel çatışmalar bağlamında devletin enerji politikasına odaklanırlar (Raphael ve Stokes, 2022). Enerji güvenliğini sağlamak için askeri ve zorlayıcı eylemler de neorealizmin araştırma konuları arasındadır.

Buna karşılık neoliberalizm ise uluslararası işbirliği ve devlet dışı aktörlere odaklanmaktadır. Buna göre, devletler enerji fiyatlarını kontrol edemediğinden, enerji politikası küresel enerji sistemi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilecek ve hatta tek tek devletlerin düzenli ekonomik faaliyetlerini bozabilecek ulus ötesi şirketler, finans kuruluşları, düşünce kuruluşları ve kitle iletişim araçları tarafından yapılmaktadır (Raphael ve Stokes, 2022). Bu sistemde kurumlar hayati önem taşımaktadır.

İnşacılar, kişiyi güvenliğin nesnesi haline getirmeyi ve tüm bireyler için güvenliğin sağlanmasında yer alan aktörlerin yelpazesini genişletmeyi önermişlerdir (Gheciu ve Wohlforth, 2018). Buna göre, uluslararası ilişkiler ve ekonomik refah, ilgili aktörler tarafından yaratılır ve yeniden üretilir. Enerji güvenliği tehditleri de dahil olmak üzere aynı olgular, uluslararası ilişkilerdeki farklı aktörler tarafından farklı şekillerde yorumlanabilir (Buzan ve Wæver, 2003).

Uluslararası ekonomi politik ekolü ise, enerjiyi dört birincil yapıyı (güvenlik, finans, üretim ve bilgi) desteklemede önemli rol oynayan ikincil güç yapılarından biri olarak görmektedir. Bu çerçevede, dört birincil güç yapısı arasında rekabet vardır ve kazananlar genellikle devletler değil piyasa aktörleridir (Ocelik ve Osička, 2014; Raphael ve Stokes, 2022). Temel mesele ise, belirli bir toplumdaki güç uygulamasının yapısal analizi yoluyla tanımlanması gereken devlet ve piyasa arasındaki en uygun dengeyi bulmaktır. Bu ekolün araştırmacıları, uluslararası enerji ilişkilerini güç, siyasi rekabet ve yürürlükteki farklı devlet yönetişimi türleri açısından tartışırlar (Dyer ve Trombetta, 2013).

Diğer yandan, günümüzde küresel enerji talebi hem iklim değişikliğinin hem de enerji güvenliğinin kaynağını oluşturmaktadır. Enerji arzını ve tüketimini güncel haliyle tutmak, iklim değişikliğine yol açan küresel ısınmanın devamı anlamına gelmektedir. Bu noktada kısa dönemli ile uzun dönemli enerji güvenliği arasındaki fark belirginleşmektedir. Sonuçta enerji üretimi sürdürülebilir olmazsa insan hayatı da sürdürülebilir olamaz. Enerji üretimi, tüketimi ve güvenliğini sürdürülebilir kılmak da çevreyi göz önünde bulundurarak sağlanabilir. Bunun için de yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinmesi ve buna yönelik politikaların uygulanması elzemdir.

Ek Okumalar:

Daniel Yergin, Petrol, çev. Kamuran Tuncay, İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2003.

Mitat Çelikpala, “Enerji Güvenliği: NATO’nun Yeni Tehdit Algısı”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 10, No 40, 2014, ss. 75-99.

Emre Hatipoğlu, “Enerji Güvenliği”, Güvenlik Yazıları Serisi, No 44, Kasım 2019, https://trguvenlikportali.com/wp-content/uploads/2019/12/EnerjiGuvenligi_EmreHatipoglu_v.1.pdf.

Tartışma Soruları:

  • Enerji güvenliği nedir?
  • Enerji güvenliği neleri kapsamaktadır?
  • Enerji güvenliği ve iklim değişikliği arasında nasıl bir ilişki vardır?

Kaynakça

Aleh, Cherp ve Jessica Jewell, “The Concept of Energy Security: Beyond the Four As”, Energy Policy, Cilt 75, 2014, ss. 415-421.

Buzan, Barry ve Ole Waever, Regions and Powers: The Structure of International Security, Cilt 91, Cambridge University Press, 2003.

Çelikpala, Mitat, “Enerji Güvenliği: NATO’nun Yeni Tehdit Algısı”, Uluslararası İlişkiler, Cilt10, No 40, 2014, ss. 75-99.

Gasser, Patrick, “A Review on Energy Security Indices to Compare Country Performances”, Energy Policy, Cilt 139, 2020, ss. 111339.

Gheciu, Alexandra ve William C. Wohlforth, The Oxford Handbook of International Security, Oxford University Press, 2018.

Hatipoğlu, Emre, “Enerji Güvenliği”, Güvenlik Yazıları Serisi, No 44, Kasım 2019, https://trguvenlikportali.com/wp-content/uploads/2019/12/EnerjiGuvenligi_EmreHatipoglu_v.1.pdf.

Hugh, Dyer ve Maria Julia Trombetta, “The concept of energy security: broadening, deepening transforming”, in International Handbook of Energy Security , Edward Elgar Publishing, 2013, 3-18.

IEA, “Energy Security”, International Energy Agency, 2022, https://www.iea.org/topics/energy-security

Lacher, Wolfram ve Dennis Kumetat, “The Security of Energy Infrastructure and Supply in North Africa: Hydrocarbons and Renewable Energies in Comparative Perspective”, Energy Policy, Cilt 39, No 8, 2011, ss. 4466-4478.

Ocelík, Petr ve Jan Osička, “The Framing of Unconventional Natural Gas Resources in The Foreign Energy Policy Discourse of The Russian Federation”, Energy Policy, Cilt 72, 2014, ss. 97-109.

Raphael, Sam ve Doug Stokes, “Globalizing West African Oil: US ‘Energy Security’ and the Global Economy”, International Affairs, Cilt 87, No 4, 2011, ss. 903-921.

Sovacool, Benjamin K, “Evaluating Energy Security in the Asia Pacific: Towards a more comprehensive approach”, Energy Policy, Cilt 39, No 11, 2011, ss. 7472-7479.

Sovacool, Benjamin K ve Ishani Mukherjee, “Conceptualizing and Measuring Energy Security: A Synthesized Approach”, Energy, Cilt 36, No 8, 2011, ss. 5343-5355.

Von Hippel, David, vd., “Energy Security and Sustainability in Northeast Asia”, Energy Policy, Cilt 39, No 11, 2011, ss. 6719-6730.

Vivoda, Vlado, “Evaluating Energy Security in the Asia-Pacific Region: A novel methodological approach”, Energy Policy, Cilt 38, No 9, 2010, ss. 5258-5263.

Winzer, Christian, “Conceptualizing energy security”, Energy Policy, Cilt 46, 2012, ss. 36-48.